26 Ekim 2025

Bir Türk teğmeninin, bundan 102 yıl önce padişahın temsilcisi olarak Kuveyt ve Suudi şeyhleriyle görüşmesinde neler yaşamıştı?

Son zamanlarda Körfez ülkeleri ile yoğunlaşan temaslar, Teğmen Cemal'in 1913'te Osmanlı devletini temsilen Kuveyt şeyhi Mübarek Es-Sabah ile Suudi kontrolündeki Necid'de Suud şeyhi Ibn-i Suud'la görüşmesinde yaşananları hatırlattı bana. O görüşmelerde yaşananları okurken, şaşırmaktan kendinizi alamayacaksınız.
bir turk tegmeninin bundan 102 yil once padisahin temsilcisi olarak kuveyt ve suudi seyhleriyle gorusmesinde neler yasamisti 71RxJs3U.png

bir turk tegmeninin bundan 102 yil once padisahin temsilcisi olarak kuveyt ve suudi seyhleriyle gorusmesinde neler yasamisti 71RxJs3U.png

“`html

Yazar: Burak ARTUNER

1892 yılında Mustafa Muhtar Bey’in çocuğu olarak o zamanlar “Makrıköyü” diye bilinen Bakırköy’de hayata merhaba diyen Mülazım (Teğmen) Cemal Efendi, 8 Ağustos 1912’de Harbiye’den mezun olmasının ardından piyade mitralyöz teğmeni olarak Türk ordusuna katıldı. Genç teğmen, savaşın soğuk rüzgarıyla cepheye doğru sürüklendi. Balkan Savaşları sırasında Yunanistan’a gitti ve burada Yunanlılara esir düştü. Yaralandığı için Selanik’e götürüldü ve burada, Hasan Tahsin adındaki bir jandarma paşası tarafından teslim edildi.

Cemal Efendi 8 Kasım 1912’de artık Yunan yönetimi altındaki Selanik’teki hastanede tedavi görüyordu. Bu dönemde, savaş yaralılarını ziyaret eden Osmanlı devletinin konsolosunun kızı, birkaç ay önce mezun olmuş bu genç teğmene acıyarak onu gizlice Selanik’ten kaçırdı. Hastalık durumunda olmasına rağmen, Cemal Efendi, İstanbul’a dönüş yolculuğu sonrasında, Bulgarlarla yapılan Çatalca muharebelerine katıldı ve burada Süleyman Şefik Paşa’nın yanında savaştı.

Cemal Efendi'nin tarihi anlarından biri.

1900’lü yıllarda Basra’ya bağlı Kuveyt’ten nadir görüntüler.

BASRA VALİSİ OLARAK GÖREV YAPTI

Hızla tanıştığı Süleyman Şefik Paşa, Cemal Efendi’ye sıcak bir yaklaşım sergiledi. Paşa, Balkan savaşının ardından Basra’ya atanırken, Cemal Efendi’yi kendisiyle yaver olarak götürmeyi tercih etti.

1913 yılının Haziran ayında Basra, 75-80 bin nüfuslu bir şehirdi ve o zamanlar Türk vilayetinin merkezi olarak önemli bir konuma sahipti. Cemal Efendi, Şefik Paşa ve diğer Türk bürokratlarla birlikte İstanbul’dan bir vapura binerek Ege Denizi’ni geçerek Süveyş Kanalı’na ulaştı. Buradan Kızıldeniz’e giriş yaptı ve Mısır ile Sudan kıyılarını takip ederek, sonunda Basra Körfezi’ne kadar sürdüler. Yeni vali Şefik Paşa, Türk halkı tarafından coşkuyla karşılandı.

KÜVEYT ŞEYHİ’NE ÖZEL TEMSİLCİ GÖNDERDİ

Kuveyt Şeyhi Mübarek Es-Sabah

Kuveyt Şeyhi Mübarek Es-Sabah.

Basra’ya kısa sürede geldikten sonra, Şefik Paşa, yaveri Cemal Efendi’yi çağırarak, ona Kuveyt Şeyhi’ne gitmesini istedi. Görevi, devletin gözünde kendi konumunun önemini hatırlatmak ve son zamanlarda İngilizlerle ilişkilerini güçlendiren şeyh hakkında bilgi vermekti.

Kuveyt, Osmanlı Devleti’nin bir yönetim bölgesiydi ve Cemal Efendi, Şeyh Mübarek’e nişanı teslim etmek için Basra limanından hareket etti. Kuveyt’e ulaştığında, şeyhi büyük bir saygıyla karşıladı ve dinin en ileri gelenleriyle birlikte bir törene katıldı. Herkes, padişahın verdiği nişanı görmeye gelmişti.

Bu tören sırasında Cemal Efendi, Arap kültürüyle karşılaştı. Törenin birçok gelenek göreneği arasında, Şeyh Mübarek’in gösterdiği saygı ve muhabbet, Cemal Efendi’nde büyük bir etki bıraktı. Şeyh, Türk nişanını alırken Cemal Efendi’nin sözlerini dikkatle dinledi.

Kuveyt' teki tören anı

ŞEYH TARAFINDAN ALTIN GÖNDERDİ

Haziran sıcağı Cemal Efendi için zorlu geçiyordu. Gambota binerken, bir Bedevi tarafından gönderilen bir kese altınla karşılaştı. Bu hediye, Şeyh Mübarek’ten gelmişti. Cemal Efendi, Türk devletine olan bağlılığı gereği bu altınları görevli tayfalara dağıttı.

ABDÜLAZİZ IBN-İ SUUD İLE GÖRÜŞTÜ

Suudi Şeyhi Ibn-i Suud

Suudi Şeyhi Ibn-i Suud.

Kuveyt ziyaretinin ardından Süleyman Şefik Paşa, Cemal Efendi’yi başka bir önemli lider olan Abdülaziz Ibn-i Suud’a yönlendirmek istedi. Ibn-i Suud, Sünni-vehhabi inancını temsil eden bir liderdi ve Osmanlı Devleti’nin Necid kaymakamıydı. Cemal Efendi, Kuveyt’ten dönerken, bu liderle görüşmek üzere yola çıktı.

TEĞMEN CEMAL’DEN ‘CEMAL PAŞA’YA

Cemal Efendi, Vehhabi liderinin çadırına ulaştığında, Arap halkının hayal gücü daha da artmıştı; Cemal Efendi “Cemal Paşa Hazretleri” olarak anılmaya başladı. Arap misafirperverliği ile karşılanan teğmen, Ibn-i Suud’a nişanını sundu ve Başbakanın talimatlarını iletti.

Cemal Efendi'nin Ibn-i Suud ile görüşmesi

Ibn-i Suud, durumu yanlış anladıklarını belirterek, Türk valisine para önerdi ve bu olay, Cemal Efendi’nin öfkesine neden oldu. Suud’un bu talebi, Türk onurunu zedeleyen bir teklif olarak değerlendirildi. Cemal Efendi gereken cevabı verirken, Ibn-i Suud kendini kontrol etti ve geri çekilme kararı aldı.

ÇANAKKALE SAVAŞLARINA KATILDI

Görev aldığı Körfez’deki deneyimlerden sonra havacılık alanına yönelen Cemal Efendi, Çanakkale Savaşı’nda keşif pilotu olarak yer aldı. 7 Mart gecesi, Türk ordusunun büyük bir başarı kazandığı önemli bir keşifle, düşman donanmasının hareketlerini etkili bir şekilde raporlama fırsatı buldu. Bu, Türk tarihine unutulmaz bir katkı oldu.

Cemal Efendi, havacılık alanındaki başarılarıyla.

Cemal Durusoy, 77 yaşında Hava Kuvvetleri Plaketi ile ödüllendirildi.

Cemal Efendi, bu başarısından ötürü nadir verilen kılıçlı liyakat madalyasıyla onurlandırıldı. Birinci Dünya Savaşı sırasında Irak Cephesi’nde de görev yapan Cemal Efendi, başarılı keşifleriyle birçok madalya alarak adını tarihe yazdırdı. Ne yazık ki, savaşın sonlarına doğru hastalanarak İstiklal Savaşı’na katılamadı. Ömrünü 1970 yılına kadar İstanbul’da geçirdi.

kaynak: patronlardunyasi.com

“`

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © All rights reserved. | Newsphere by AF themes.