Merkez Bankası’ndan Faiz Kararı Bekleniyor
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı 19 Haziran 2025 Perşembe günü gerçekleşecek. Toplantı sonrası MB faiz kararını açıklayacak. Faiz kararının ne yönde olacağı merak konusu.
Nisanda faiz indirimi ya da faizi sabit tutması beklenen Merkez Bankası, şahin bir kararla faizi yüzde 46’ya yükseltmişti.
Şimdiyse gözler 19 Haziran’da. Merkez’in faizi sabit bırakacağı tahmini AA Finans anketi katılımcılarından geldi. Ancak bazı ekonomistler de tahvil ihalelerinin faiz indirimi sinyali taşıdığı tahmininde bulunuyor.
Uzun zaman sonra ilk kez yüzde 46 faiz oranıyla düzenlenen ihaleler, 300 baz puanlık indirime gidilebileceği şeklinde yorumlandı. Yine Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “enflasyonda hızlı düşüş sürecine girildiği, yıl sonunda yüzde 24-29 bandındaki hedef aralığında kalınacağı” yönündeki açıklamaları da faizde indirime gidileceği şeklinde yorumlandı.
ANKA’dan Zülfikar Doğan‘ın analizine göre, son iki haftadan beri Merkez Bankası’nın (MB) haftalık repo ihalelerinde bankaları yüzde 46 oranındaki politika faizi üzerinden yoğun şekilde fonlaması, bankalara yüksek tutarda TL kaynağı aktarılması para piyasalarında faiz indirimine hazırlık olarak değerlendiriliyor.
3 OLASILIK ÖNE ÇIKIYOR
Faiz kararına ilişkin anketlerde üç olasılık öne çıkıyor. Bunlardan birisi; PPK’nın haziran ve temmuz toplantılarında politika faizini 150’şer baz puan indirerek yüzde 43 seviyesine düşürme ihtimali.
İkinci olasılık ise haziran ve temmuzda 300’er baz puanlık radikal indirimlerle politika faizinin yüzde 40 düzeyine düşürülmesi.
ÖNCE SABİT SONRA İNDİRİM
Anketlerde ortaya çıkan son ihtimal ise faizin yüzde 46’da sabit tutulup, 3 Temmuz’da açıklanacak haziran enflasyonunun beklenmesi, gelişmelere göre 24 Temmuz’daki PPK’da 300 baz puan indirimle faizin yüzde 43’e düşürülmesi. Ağustos’taki aradan sonra da 11 Eylül’deki PPK’da temmuz ve ağustos enflasyon verilerine göre 300 baz puanlık yeni bir faiz indiriminin daha yapılması.
Doğan’a göre para-faiz-kur politikaları endeksli giden Şimşek ve ekonomi yönetimi, kamuda tasarruf, maliye ve vergi alanındaki düzenlemelerde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ikna edemediği için topal bir programla durumu idare ediyor.
“Şimşek ve ekonomi yönetimi Erdoğan’ı aşamadığı için bütçe açığını tırmandırıp hazineyi daha fazla borçlanmak zorunda bırakan bu tabloyu çaresizce seyrediyor.” değerlendirmesinde bulunan Zülfikar Doğan ekonomi yönetiminin düşük enflasyon açıklamalarına rağmen, hazinenin enflasyon hedefinin çok üzerinde yüksek sabit faizli, uzun vadeli borçlanmaya hız vermesinin dikkat çekici olduğunu ifade etti.
BU FAİZ YÜKÜNÜN AMACI NE?
MB son enflasyon raporunda yıl sonu enflasyon hedefini 2026 için yüzde 12, 2027’de yüzde 8 ve sonrasında yüzde 5 olarak ilan etti. Buna karşılık, hazinenin haftada iki kez gerçekleştirdiği milyarlarca liralık iç borçlanma ihalelerinde 2031-2032 vadeli değişken faizli borçlanma senetlerinde faiz yüzde 50-51; 2026, 2027, 2029 vadeli sabit faizli borçlanma senedi ihalelerinde yüzde 37-47 oldu. Doğan’a göre, “Şimşek ve ekonomi yönetiminin gelecek 2-4 yılda vadesi dolacak borçlarda hazineyi enflasyon hedefinin 4-6 katı sabit faizle borçlandırması, ülke ekonomisine yüksek faiz tuzağından öte bir şey değil.”
Enflasyonun tek hanelere inme hedefinin yanında, “hazineyi bugünden 2029’a kadar yüksek borç ve yüzde 37-47 sabit faiz yükü altına sokmanın amacı nedir?” diye soran Doğan şunaları kaydetti:
“Geçen ay 2 milyar dolarlık 5 yıl vadeli tahvil ihracında dolar faizi yüzde 7,5’a varan rekor düzeyde gerçekleşti. Bakan Şimşek, tahvil ihracına 4-5 misli talep gelmesiyle övünüyor. Yüzde 7,5 dolar faizli tahvile 10 kat bile talep gelebilir. Dolara böylesine yüksek faiz vererek borçlanmak çok da övünülecek bir şey değil.”